İsmail GÖÇER Kimdir?
1977 yılında Anadolunun Selçukluya kapısını açtığı Mevlana Celaleddin ile şerefyap olduğu Konya ilinde dünyaya geldim. Daha çocukluk yıllarımda ecza işi ile uğraşan ailem sayesinde bitkilerin farmakolojisini tanıma fırsatım oldu. İnsanın bilgisi, ilgisi nipetendedir. Dosdoğrunca merak duyduğum Anadolu Selçuklu ve Osmanlı şifa kaynaklarından Konya' ya malolmuş ulusoy eczanesinin sahibi babam Ahmet GÖÇER sayesinde çokca yararlanma imkanına sahip oldum.
Tıbba olan merak benliğini öğlesine sarmıştıki tarihden günümüze gelen 1000 yıllık büyük birikimi hafsalamda eritip tüm insanlıkla paylaşmak en büyük idealim oldu. Bu yola çıktığımda bir sürü meşakatin olduğunu elbette biliyordum. Lakin ruhumu saran bu ateş her zorluğun üstesinden gelme gücünü ve kudretini içinde barındırıyordu. Allah tıp fakültesinde okumayı nasip etmesede şifalı bitkilerin kapısını sonuna kadar açtı.Gelin hep beraber bu kapıdan içeri girelim yüce yaradanın herderde deva gizlediği nebadatın topraktan yetişen her türlü bitkinin ilmine birlikte varalım. Menzili uzak bu yolun sabırla, metanetle, fetanetle yolcusu olmaya varmanız.
İlim gelinlik kız gibidir, 40 düğümü çözmeyince açmaz kendini derler. Tekrarlanan klişelerin dışında sedef, egzema, mantar gibi cilt hastalıkları üzerine yaptığımız çalışmalar uzun süreli arge çalışmalarına ve 1000 yıllık Anadolu halk hekimliğinin yaktığı sönmez kandilin ışığında şekillenmektedir.
Programların temeli her ne kadar bölgelerimize, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı tıbbına dayanırsa dahi, rönesans tıbbının teknolojisindede sonuna kadar faydalanmaktayız.
PSORİASİS (Sedef Hastalığı)
Bu günün şartlarında sebebinin tam olarak bilenemediği bir otoimmun sistem rahatsızlığıdır. Anadolu halk hekimleri kan hastalığı olduğunu söylerler. Rönesans tıbbında ise basite indirgenir ve dermatolojik bir olgu
olarak ele alınır. Sedefi oluşturabilecek onlarca sebep sayılabilir ki;
Başlıcaları Şunlardır;
Genetik yatkınlık ve kalıtsallık olsada hastalığı oluşturan ve alevlendiren koşulları aşağıdaki gibidir.
1. Duygusal stres ve stres kontrolünde yetersizlik
2. Aşırı şişmanlık ve obezite, hayvansal gıdaları çok tüketmek
3. Cilt yaralanmaları ve güneş yanığı
4. Soğuk ve kuru hava
5. Altın lityum veya betabloker gibi bazı ilaçlar
6. Ağır alkol ve sigara tüketimi
Sedef Hastalığı tedavisini İki farklı yaklaşımla ele alabiliriz.
Psoriasis Vulgaris Sedef Hastalığı
1. Bu hastalığın dermatolojik bir rahatsızlık olduğunu düşünüp derideki komplikasyonları ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi seçeneği sunmak
2. Bu hastalığın Karaciğere bağlı bir kan hastalığı olduğunu düşünüp hastalığın temeline inerek kandan sebebini ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi seçeneği sunmak.
Doğu ve Batı tıbbı bu konuda tam bir ayrışmanın içine düşmüştür. biz size ikisinide anlatıp kararı size bırakacağız.
İki tedavi şeklide yaşam tarzı konusunda ve beslenme programlarında değişiklikler meydana getirebilir. Doktorlarda genellikle sedef için kesin tedavi eden bir yöntem yoktur. Ve tedavi aşağıdaki koşullara göre kişiden kişiye değişebilir.
• Sedefin şiddeti ve yaygınlığı
• Sedef hastalığının türü
• Kişinin diğer hastalık öyküsü
• Yaş grubu
Bir çok tıbbi tedavi hastalığın septomlarını azatmak içindir. Bunun için antihistaminik ve kortizon içeren ilaçlar kullanılır. Genelde insanlarda ortak şikayet kortizon kremini kullandıktan sonra kaybolup 2-3 ay sonra tekrar çıkmasıdır.. Pullanmayı önlemek su bazlı nemlendiricilerle de mümkündür.
Sedef hastalığı olan kişiler Parfümlü sabunlar, paraben ve SLS içeren şampuanlar, sıvı sabunlar kullanmamalıdır.
Topikal Tedavi
Deriye direkt olarak uygulanan tedaviye topikal tedavi denir. Bu Uygulamalar aşağıdaki gibidir.
• Kremler
• Merhemler
• Losyonlar
• Jeller
Genellikle Sedefi hafif ve orta şiddetli hastalar için ilk tercih edilen yöntem topikal tedavidir. Temel olarak eleştirdiğimiz bir tedavi yaklaşımı olsa da batı bunu koşulsuz kabul etmiş gözüküyor.
Kortizon kremler ve merhemler bu hastalık için kullanılan en yaygın topikal tedavidir. Bu düşük doz steroid tedavisi ciltteki belirtiyi azaltmak ve cilt yüzeyini tamir etmek için kullanılır. Ancak Bazı Kortikosteroidler güçlü steroidler içeririr ve hastalığı daha inatçı geçmez hale sokabilir. Bizim size bu konuda sunacağımız katkı Anadolu halk hekimliğinden günümüze kadar gelmiş 1000 yıllık geçmişi olan tiryak ve merhemlerdir. Hiç bir kortizon ve kimyasal katkı içermeyen bu merhemler topikal tedavide ciddi sonuçlar vermekte olup sağlığınızıda hiçbir şekilde tehdir etmemektedir.
Bütünleştirici Tedavi
Bütünleştirici Tıp Hem alternatif yöntemlerin hemde klasik tıp yöntemlerinin ve bitkilerin bir arada kullanıldığı bir yöntemdir. Bütünleştirici Tıp Avrupada ve Amerikada son on yılda büyük bir ivme yakalamış, Tedavilere yeni bir nefes olmuştur. Bütünleştirici Tıp yöntemi ile anlatacağımız sedef tedavi programı Avrupa ve Asya Tıbbının Din ile yoğrulmuş halidir.
Bütünleştirici Tıp hekimleri Sedefi Kan hastalığı olarak görmekle beraber modern tıbbıda büsbütün reddetmemektedirler. Bu bağlamda Sedefi gelen beraber inceleyelim...
Sedef: Alternatif Tıp alimleri derlerki Hastalıklar 4 ana unsurdan oluşur. Safra, Sevda, Balgam, Kan
Alternatif Tıbbı anlayabilmek için soldaki resimi kısaca size özetleyelim. İnsanlar Anasır-ı Erba yani 4 anasıra göre mizaçlanır diyor Ehli tasavvuf Tıp alimleri. Bunlar Yukarıdada yazdığımız gibi Safravi, Sevdavi, Demevi,Balgami. Bu insan şekillerine göre tedavi yaklaşımları değişkenlik göstermekler beraber. Hastalığın temeli konusunda da bize fikir vermektedir. Cilt hastalıkları Geleneksel tıp alimlerine göre ekseriyetle Karaciğer ve Kandan kaynanlanmaktadır. Ve 40 günlük riyazet Karaciğerimizi, kanımızı tamamen temizleyeceği için hastalığın sebebide ortadan kalkabilmektedir. Bu güne kadar tecrübelerimiz göstermiştirki El hak doğru söylüyorlar. Riyazetin dünyada doğu ve batıda farklı isimlerle milyonlarca uygulamacısı olmuştur. En basiti insanlar detoks diyorlar. En meşhur uygulayıcısı Kanuni Sultan süleymandır. En meşhur Uygulatıcıları ise fatih sultan mehmetin Hekim başı Şerafettin Ali ve Erzurumlu İbrahim hakkı.
Geleneksel Tedavide 40 gün (40 gün peygamber efendimizin işaret ettiği bir rakamdır) Hayvan temelli hiç bir gıda tüketilmiyor. Yenmeyecekler listesi Aşağıdaki gibidir.
• Sakatat (tüm sosis ve sucuk çeşitleri)
• Salçalı çorbalar
• Tüm asitli içecekler
• Sirke, alkol, limon, portakal, greyfurt, çilek cinsleri ve suları
• Böğürtlen, kahve, taze elma, kakao ve türevleri
• Konserveler, bakliyat
Bolca Tüketilmesi Gerenkenler
• Süt ve sütlü yiyecekler
• Sirkesiz salatalar
• Et türevleri, haşlama veya ızgara
• Sebze yemekleri az yağlı
• Elma kompostosu, havuç, şeftali, ananas faydalı olan gıdalardır
Liste biraz kabarık olsada 40 gün içerisinde Hücrelerimizin tamamının doğal bir detokstan geçecek olması ve sedef egzama gibi hastalıklardan kurtulmak için büyük bir adım atacak olmamız bize bir 40 gün dayanma kuvveti verebilir. Tabi Herşeyin 40 günle bittiğini söyleyemeyiz. Atılan ilk adım ilk 40 gün dersek doğru olur.
EGZEMA
Egzama (dermatit) en yaygın cilt hastalıklarından biridir fakat aynı zamanda, sebepleri ve kesin tedavisi ile ilgili de tıp dünyasının net konuşamadığı bir rahatsızlıktır Ciltte kaşıntıya, döküntüye, kızarıklığa, kuruluğa ve çatlamaya yol açan bir durumdur En yaygın türü, 'atopik dermatit' olarak da bilinen, alerjik egzamadır ve daha çok kalıtsal olduğu düşünülür. Hastalarda genellikle benzer belirtiler görülür. Ciltte kabarma, tahriş ve kaşıntı en çok görülen şikayettır.
Fakat zaman ıcerısındekı tecrubelerımıze ve osmanlı zamnına dayanan kaynaların vermıs oldugu bilgiler neticesinde bu hastalıgın kan hastalıgı oldugunu gostermektedır sebeb olarak karacıger uzerınde yapılan bazı testlerde belırlenemeyen enzımatık durumların cıldin elastık yapısında bozulmalara neden olmaktadır ve bu bozulmaların sonucunda dıs etmenlerın yardımı ıle(sabun, deterjan, şampuan, dezenfektan, çamaşır suyu ve parfüm gibi cildin sürekli maruz kaldığı hafif veya daha güçlü tahriş edici maddelere karşı zamanla hassaslaşır) hastalık meydana gelebılır.Yanlız suda bır etmen olarak gozumuze carpmaktadır merkezı sınır sıstemı tahrıbatındada bu hastalık meydana gelebılmektedır,buda karacıgerın dogal yapısına nufus ettıgı ıcın cıldın collagen yapısı bozularak dısardan alınan herturlu yabancı madde hastalıgın ılerlemesıne sebeb olmaktadır.
Özellikle bu hastalıkların iyileşme süresini desteklemede kullanılan bitkiler, karaciğer enzimlerini düzenleyici, karaciğerin çalışma fonksiyonlarına bağlı olarak cilt üzerinde hücre yenileyici ve bağ dokuyu tamir edici özelliği vardır. Haricen ve dahilen kullanılan bitkisel preparatlar hastalığın çözümünde etkin bir rol oynamaktadır.
Bu hastalıkların iyileşme süresinde kullanılan birkaç bitkiden bahsedelim;
Egzemada ve sedefde kullanılan bitkiler;
Karahindiba (Taraxacum officinale),
Besleyici değeri oldukça yüksek olan Karahindiba, % 5'e varan yüksek bir oranda potasyum içermesinden dolayı, en iyi doğal potasyum kaynaklarından biridir. A vitamini, C vitamini ve nikotinik asit ile kalsiyum ve türlü mineraller yönünden de zengindir. Ayrıca, torexacin, retinol, levulin, inulin gibi bileşikler içerir. Bu nedenle yaprakları salatalara katılıp yenir. Avrupa'nın bazı ülkelerinde ve Hindistan'da tarımı yapılan türleri vardır ve bunların çiçek büyüklüklerinin çapı yedi santimetreye kadar varır.
Faydaları;
Sedef hastalığında karaciğeri serinletici özelliği vardır
Safra salgılarının söktürülmesini destekler.
İdrar söktürücü etkisi vardır.
Kabızlığa, gut hastalığına ve uyku bozukluğuna karşı olumlu etkileri bulunur.
Karahindiba egzama ve aknelere karşı da oldukça faydalıdır.
Bitkinin yeşil kısımları ezilerek yüz maskelerine eklendiğinde cildi temizler ve nemlendirir.
Bedene zindelik ve kuvvet kazandırır.
Karahindibanın tonik etkisinden faydalanmak üzere, bir bez torbaya konulan bitki demeti, banyonun sıcak su musluğu altına asılır. Sıcak su akıtılarak doldurulan küvete daha sonra biraz soğuk su ilave edilip içine girilerek banyo yapılabilir.
Civanperçemi;
Civanperçemi ilaç gibi kullanılabilen, çok değerli bir şifalı bitkidir. Birçok bilimsel kanıtıyla alternatif tıpta, bir antiseptik *( cilde ve dışarı açılan boşlukların mukozasına dıştan uygulanarak kullanılan antimikrobik madde), antipasmodik *( spazmı önleyen veya yok eden madde), astrenjan *( vücutta yumuşak dokuların kasılmasını sağlayan, kanamayı ve salgılamayı kontrol altına alan madde), karminatif *( mide ve bağırsaklardaki aşırı gazı yok eden madde), diyaforetik *(terlemeyi arttıran madde), sindirimi kolaylaştırıcı, uyarıcı *( psikiyatride; beyin ve sinir sisteminin işlevini hızlandıran kimyasal madde), tonik ve vazodilator *( damar düz kasını gevşeterek damarı genişleten) olarak kullanılır.
Eski şifa kitaplarında civanperçemi "tüm hastalıkların çaresi" olarak anılır. Kanı temizleme özelliğine sahip olan bu bitki, ayrıca Hepatit-B, mide, hazımsızlık, romatizma, karaciğer rahatsızlıkları, bağırsak iltihapları ve hareketlerini düzenlemede çok faydalıdır. Civanperçemi, dolaşım sistemi rahatsızlıklarında ve damar spazmlarını hafifletmek için de tavsiye edilir. Bitkinin kullanılan kısmı, yapraklı ve çiçekli dallarıdır. Kuvvet verici, uyarıcı, idrar ve gaz söktürücüdür. İçersindeki Sincolden dolayı antiseptik, balgam söktürücü ve midevidir. Yara iyi edici bir özelliği vardır.
Mantar Hastalığı
Bu hastalıkta antiseptik özelliği bulunan uçucu ve sabit yağlar kullanılmaktadır.
Bunlardan birkaç tanesi şunlardır;
Ardıç yağı,
Uçucu yağ (monoterpen hidrokarbonları, alfa pinen, beta mirsen, gama muurolen, sabinen, limonen, beta-elemen, beta karyofilen, beta pinen, gama kadinen, terpinen-4-ol, kadinen, borneol,germakren vs..), diterpenler, kateşin taninler, flavonoidler, monosakkaritler (daha sonra şekere dönüşmektedirler), oligomerik proantosiyanidinler başta olmak üzere birçok bileşen içermektedir.
Ardıç meyvesi, antiseptik, antiflutalent (sindirim sistemindeki gazı giderici), idrar söktürücü, antiromatik (romatizmal şikayetleri gidermeye yardımcı) özelliklere sahiptir. Bunun yanı sıra mide fonksiyonlarını uyarıcıdır.
In vitro çalışmalarda (cansız ortamda yapılan çalışmalar), ardıç meyvesinin Herpes simplex adlı ve uçuk etkeni virüse karşı antiviral etki gösterdiği (virüsü öldürücü) saptanmıştır. Bunun yanı sıra, antibakteriyel ve antifungal etkileri olduğu da düşünülmektedir. Ayak mantarı üzerinde yapılan çalışmalarda hastalığın iyileşme süresini ciddi manada hızlandırdığı görülmüştür. Yara iyi edici özelliği vardır. Rahim mantarında tahriş edici özelliğinden dolayı kullanılması tavsiye edilmez.
Propolis;
Üzerinde yapılan çalışmalarla bu arı mahsulünün birçok antimikrobiyal özellikler taşıdığı ispatlanmıştır. Sayısı tam olarak bilinmemekle beraber her propolis bileşiği başta Staphylacoccus Aureus, Streptococcus; Escherichia Coli, çeşitli Salmonella türleri, Shigella, Proteus, Mycobasterium, Bacillus türleri, Candida türleri, Microsporum türleri olmak üzere birçok mikroorganizmaya karşı müessirdir.
Anti mikrobiyal özellikleri yanında, Propolisin içinde insan sağlığı için çok mühim ve lüzumlu olan vitaminler, mineral ve elementler de bulunur. B1, B2, C ve E vitaminleri, bakır, tanganez, kalsiyum, aliminyum, stronsiyum, vanadyum elementleri bunların başlıcalarıdır. Ayrıca Myristik Asit, Benzoik Asit, Benzil Alkol, Cafeik Asit, Vanilin, Sinamik Asit, Acacetin, Kampheride İzovanilini gibi birçok kimyevi bileşikler bulunur.
Yaraların iyileşmesinde hücre yenileyici olarak, verem, ülser, romatizma, egzama, bazı dermatolojik hastalıklara, mantar hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Alopesi Hastalığı |
Egzema Hastalığı |
Egzema Hastalığı |
Seboreik Dermatit |
Egzema Hastalığı |
Egzema Hastalığı |
KULLANICI YORUMLARI |